Babaya ait olan masanın kundaklanması, psikanalitik terimlerle oğlun başına gelebilecek en arketipsel şeylerden biridir.
Masa belirli bir anlamda babanın kendisini temsil eder; bu eylemi bu kadar arketipsel yapan şey, eylemin içsel şiddetidir: Baba düzenine bir tür tecavüz, özel alanının zorla ihlali. Psikanalitik düzlemde mesele yalnızca fiziksel bir nesne değil, onun içerdiği simgesel yapıdır. Masa otoritenin, gücün, kuralların ve sınırların tahtıdır; Baba düşüncelerini orada sıraya koyar, kararlarını orada alır, özel yazışmalarını orada saklar.
Kimse o masayı istemedi.
Ve bu şekilde baba bir parça daha otoritesini yitirdi, halbuki zaten ölmüş birinin otoritesi başlı başına sorunlu bir meseleydi.
Ama masadan vazgeçmek başka bir dramatik boyut daha taşır: Babanın mirası, görmezden gelinerek üzerimizden atılamaz. Ortaya çıkan sessizlikte, odanın her gölgesinde, yük taşımayan her tahtada onun sesi duyulabiliyordu. Bu görünmez ve sarsılmaz varlık —yasaklar ve buyruklardan oluşan bir miras— şimdi oğlun karşısına dikiliyor. Eskiden masa Baba ile Oğul arasında fiziksel bir sınır çizerken, artık psikolojik bir sınır ortaya çıkmıştır: geçmişe özlemle kuşatılmış bir hesaplaşma manzarası.
“Sallamasyon konuşuyorsun,” derdi o herif. “Disco zamanı değil burası.”
She gave my welding machine to the Ukraine by Hieperdepiep Records
This ain’t no time for the disco…
(And now… time for the disco?)
Hell no — this ain’t no time for the disco.
Kaynak makinemi Ukrayna’ya verdi,
Dedim ki: “Nasıl bu kadar merhametsiz olabilirsin?
Geçim kaynağımı kafana göre bağışlayamazsın!”
Şimdi ağlıyor sanki suçlu olan benim.
Kaynak makinemi Ukrayna’ya verdi.
Dedim ki: “Ben şimdi nasıl geçineceğim?”
Bir adamın Şükran Günü’nü elinden alamazsın…
Ve o Sellenski denilen adam
zaten ülkemin yarısını bedavaya sattı,
şükür ki zaman tekrar lehime işliyor.
Gece eve dönüyorum, kulübe bomboş.
Yarın komşunun çitini kaynak yapacağım.
Çitteki sarışın adam da kim?
Basınçlı yıkama setim nerede?
Kaynak makinemi Ukrayna’ya verdi,
Dedim ki: “Nasıl bu kadar merhametsiz olabilirsin?
Geçim kaynağımı kafana göre bağışlayamazsın!”
Şimdi ağlıyor sanki suçlu olan benim.
Kaynak makinemi Ukrayna’ya verdi.
Yok, disco zamanı değil bu.
Hayır, bu aynalı top gecesi falan değil —
Bu, dünyası bembeyaz olmuş bir adamın tek kişilik kaynak seansı.
Müzik çalıyor, ama ezgisi bozuk,
kiralanmış bir saloonda hayalet jukebox misali.
Kaynak makinemi Ukrayna’ya verdi,
Dedim ki: “Nasıl bu kadar merhametsiz olabilirsin?
Geçim kaynağımı kafana göre bağışlayamazsın!”
Şimdi ağlıyor sanki suçlu olan benim.
Kaynak makinemi Ukrayna’ya verdi.
Bu yıl Kroes’le birlikte birçok parça yaptım; şimdi onları İngilizceye çevireceğim.
O Kolle Klokkespin’in Çince versiyonu muhteşem oldu — Çincedeki başlık:
珂樂軻時缤
(Kē Lè Kē Shí Bīn)
珂 (Kē) + 軻 (Kē): K harfinin tekrarları, Kolle-Klokke ve Colly-Clocky’deki aliterasyonu taklit ederken, yumuşak ünlüler (/ē/) ninni gibi bir ritim yaratıyor.
樂 (Lè): “Sevinç” anlamına gelir, ama burada esas olarak Clockyspid’deki /kl/ seslerinin oyunbazlığını yansıtan parlak L sesi nedeniyle seçildi.
時缤 (Shí Bīn): “Zaman” + “renkli iplikler” — zaman ve örümcek temasına soyut bir göndermedir. /sh-b/ ritmi müzikal bir etki yaratır.
珂 (yarı değerli taş) ve 缤 (gökkuşağı benzeri süslemeler) karakterleri başlığa bir oyuncak kutusu estetiği katıyor — sanki harfler ışıltılı ve dans ediyormuş gibi.
軻 (eski bir araba karakteri) ve 珂’nin tekrarı, orijinal başlıktaki C ve K’lerin optik aliterasyonunu yeniden canlandırır.
軻時 (Kē Shí) ifadesi “zamanı yontmak” anlamına gelen “carve time”a sesçe benzer; bu da annelerin mermerden beşikler yonttuğu şiir temasına uyum sağlar.
樂缤 (Lè Bīn) ise “neşeli süslemeler” olarak da okunabilir — bu da örümceğin (spin) ağını örmesiyle, Clockyspid kelimesinin “spid” kısmına tatlı bir referans teşkil eder.
Başlık fonetik bir şölen sunar: orijinal başlıktaki ses oyunlarını taklit ederken, Çin karakterleri aracılığıyla yeni imgeler dokur — tıpkı bir örümceğin kendi ağını örmesi gibi. Egzotik tınlar, ama Çinli okuyucuda da tanıdık bir gizem hissi yaratır; tıpkı O Colly Clockyspid’ın Batıda yarattığı gibi.