Kulağımızdaki Kurtçuklara Elveda!
Bir ekşi suratın zihinsel alanımı kirletmeye hakkı var mı? Bence yok. O halde neden ‘X’ denen platformu sürdürelim ki? Orada yaşlılık dönemlerini sadece mayalanıp gaz çıkararak geçiren bir lejyon dolusu ekşi surat başka bir şey yapmıyor. Kafam, onların duygusal atıklarını kompostlamak için yapılmış bir varil değil.
Bırakın onlar kendi mızmızlık tepelerinde fermento olsunlar, düşünce iklimimden uzakta – buranın sessizliği hâlâ kutsal, sözcükler ancak kendini tanıttıktan sonra içeri girer.
Kısacası, dün X’i telefonumdan sildim ve her şey böyle başladı. Ama sonra düşündüm: ya diğer sosyal medya? Sevdiğim insan, en iyi işlerini paylaştığında yalnızca iki zayıf beğeni alıyor – ne fena bir kulağa yapışan melodi bu!
Son zamanlarda dikkatimi artırdım, her yerde görüyorum: her platformda dalga dalga geçiyorlar – siyonist propagandanın dalgaları, berbat görüşlere beden kazandırmak için zamanlamalarıyla tam bir PR kampanyası gibi.
Bu da demek oluyor ki, sadece oturum açarak bile beyin yıkamayı kolaylaştıran bir kürsüyü desteklemiş oluyorum – nötr olmayan, bu dalgaları taşıyacak şekilde tasarlanmış bir algoritmik sistem; sanki aşırı sağcı bir tatil köyünde gelgit gibi ayarlanmış.
Ve sonra kendime soruyorum: neden dikkatimi, zamanımı, zihnimi – bu tür bir altyapıya vereyim ki?
Defolun hadi.
Evet, Substack sahibi de oldukça tartışmalı biri. Ama bu mecranın avantajı, bu yozlaşmış propaganda dalgalarının burada hiç olmaması.
Yani facebook, instagram, threads, X ve Linkedin’i sildim.
Bir sanatçının elindeki en büyük lüks ve aynı zamanda en önemli görev ilhamını takip edebilmektir. Ekrana bakıp iki ya da üç sönük beğeniye göz dikmek ilhamını takip etmek değildir: daha çok bir sızıntıdır, eskiden çoktan kapattığını sandığın türden bir sızıntı; o hafta sonları “bir şey kaçırıyorsun” diyen sese artık kulak vermediğini sandığın türden.
Sızıntıları kapatmak, savaşçılığın en temel tekniklerinden biridir. Bende bol enerji olduğunu düşünenler – mesele sızıntıları kapamakta. Herkesin bol enerjisi var aslında, ama çoğunun enerjisi sürekli ve gereksiz biçimde sızıyor.
Mesela, sürekli olduklarından farklı bir şeymiş gibi rol yapmak zorunda hissediyorlar. Bu muazzam bir enerji kaybı!
Neyse, bugün LSD kitabım üzerinde çalışmaya devam edeceğim. Kitapla birlikte çerçeveli psikedelik sanat eserleri de satacağım. İki kuş bir taşla – eserler kitapta da yer alıyor ve ayrıca hoş bulanlar için tekil olarak da satışta olacak.
Az önce aşağıdaki eseri yaptım, communal osmotic trance (ortak ozmotik trans) fenomenini ifade etmek için.
Saygılarımla,
Martinus Benders